|
 |
İki katlı Kars evlerinin çoğu avululudur. Sokaktan bir duvar ile ayrılan bu avludan ahşap bir merdiven
ile üst kattaki açık sofaya çıkılır. Tüm cepheyi boydan boya kateden bu açık sofa, direkli bir ahşap
balkon görünümündedir. Direklerin arasındaki, kiriş altında, dantel gibi oymaları olan ahşap süslemeler
yer alır. Resimde altta iki katlı evlerden oluşan bir sıra, üstte ise Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı'nın
(19. yüzyıl sonları) burmalı sütuncukları ve ajurlu süslemeleri ve farkıl evlerden ahşap süslemeler
görülmektedir.
Kars'ın, geçen yüzyılın sonlarında oluşmuş geniş sokakları boyunca, girişleri
doğrudan sokaktan olan tek katlı taş evler yer alır. Bu evlerin çoğunda, araba ile avluya girişe
olanak veren kemerli bir büyük kapı da vardır. Çatılar diktir ve evlerin büyük bir çoğunluğunda sac
ile kaplıdır.
Girişlerin üzerinde de yağmur ve kardan korunmayı sağlayan bir saçak görülür.
|
 |
KATEDRAL VE BAZI SÜSLEMELER ANI
M.Ö. 300 yıllarında Kars yakınlarında Arpaçay'ın kenarında kurulmuş olan Anı'da
farklı dönemlerden bir çok yapı bulunmaktadır. Şehrin en etkileyici yapılarından biri Ani Katedrali
ya da Surp Asdvadzadzin Katedralidir.
Katedralin yapımına Kral Simpat II devrinde başlamış, Kral Kakig Fin eşi Kraliçe Gadarine
tarafından 1001 yılında tamamlanmıştır. Ani'ye özgü kiremit rengi ve siyah küfeki taşlarından
inşa edilmiş olan yapı, çalı formu nedeni ile Beşik Kilise olarak da anılmaktadır.
1064 yılında Alparslan'ın bölgeyi fethinden sonra, minber ve mihrap İlavesi İle camiye dönüştürülmüş
ve uzun yıllar Fethiye Camii olarak tanınmıştır. Resimde Katedralin yan cephesi ve bazı süslemelerinin
yanısıra, freskleri ile ünlü olan Şirli Kilise'den (Surp Krikor Kilisesi - 12.yy.) renkli süslemeler ve Keçeli
Kilise'den (Surp Pırgiç Kilisesi 11. yy.) taş süslemeler yer almaktadır.
|
 |
SELÇUKLU ESERLERİ - ANI
Selçuklu Eserleri - AnıAnı'da Selçuk döneminden kalma yapıların en önemli ortak özelliği taş
işçiliğinin mükemmelliğidir. Resimde üstte, Ani'deki iki Selçuklu hamamından birinin planı ve bu
hamamın tabanındaki taş mozaik örnekleri yer almaktadır. Sol altta, Sultan Sarayı olarak bilinen
yapının (11. yy.) taç kapısı ve duvar süslemeleri, sağ altta ise 1064-1110 yılları arasında
yaşayan Şeddadlı Emiri EbuSuca Menuçehr döneminde yapılmış olan Menuçehr Camii ve tavan süslemeleri
görülmektedir.
|
|
 |
Kars Kulesi'nin güney halısında, eski Osmanlı Mahallesi'nde, Kars Çayı çevresinde Osmanlılar zamanında
inşa edilmiş üç hamam mevcuttur. Resimde üstte İlbeyoğlu (Muradiye) Hamamı yer almaktadır. Orijinal
girişine bir ev inşa edildiğinden, girişi ahşap bir çıkma ile Kars Çayı cephesine alınan
bina, bu İlginç mimari özelliğinden dolayı Balkonlu Hamam olarak da anılmaktadır. Beden duvarındaki
bir taşta 1188 (1774) tarihi bulunmaktadır. Resimde altta yer alan plan, Mazlumağa Hamamı'na aittir. Mimari
özellikleri nedeni ile 18. yüzyıla tarihlenen bina Kars'daki en büyük hamamdır. Taşköprü. 1579'da Osmanlılar
tarafından yapılmış, depremde zarar gördükten sonra, 1719'da Karahanoğulları'ndan Hacı
Ebubekir zamanında onarılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin önemli sınır kentlerinden biri olan Kars'ın günümüze ulaşan yapılarının
büyük bir bölümü gibi, Devlet Demir Yolları'na ait binalar da 1878 - 1918 yılları arasındaki Rus işgali
sırasında inşa edilmiştir. Kentteki birçok yapıda olduğu gibi resimde görülen örneklerde de
siyah kesme taş kullanılmıştır.
Kars'ın güneyindeki Kağızman ilçesindeki evler genellikle tek katlıdır. Bir bahçe ya da avlu ile
sokaktan ayrılmayan, doğrudan sokaktan girilen bu evlerin girişinde, ahşap bir açık çıkma bulunmaktadır.
Kapı üzerindeki saçağı taşıyan ahşap dikmeler ve aralarındaki korkuluk ile bu küçük çıkıntı,
birkaç kişinin oturabildiği küçük bir veranda olarak kullanılmaktadır.
Kağızman Evleri
|
 |
|
|
|
Kentin 19. yüzyıl .sonlarında kurulmuş olan bölümünde ana yollar üzerinde bir çok dükkan ve kahve yer almaktadır.
Resimde, süslemeleri ile dikkati çeken bitişik iki bina görülmektedir.Kars İli Kültürel yönünden köklü temellere
dayanmaktadır. M.Ö. 9000 yılına kadar uzanan tarihi geçmişi üzerinde bir çok uygarlıkları hüküm
sürmüştür. Bunların izleri günümüze kadar gelmektedir. Anadoluya açılan kapı özelliğini taşıması
bakımından Saka İskit devrinden günümüze kadar bir kültür çizgisi çizmektedir.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Kars 40 yıl Rus işgalinde kalmıştır. Ruslar 1878
yılından 1918 yılına kadar şehirde yeni bir imar çalışası başlatmışlardır.
Ruslar askeri vilayet olarak ilan ettikleri Kars ilindeki yeni imar çalışmaları sırasında Kale içi
mahallesindeki Osmanlı döneminde iskan gören Kale içini terk ederek bu günkü Yusufpaşa, Ortakapı ve Cumhuriyet
Mahallelerinin merkezini oluşturduğu yeni bir şehir planını 1890lı yıllarda Hollandadan
getirdikleri mühendislere yaptırarak şehirdeki imar çalışmalarına hız vermişlerdir. Yeni
şehir planı birbirine dik kesen ızgara planlı caddelerden oluşmuştur. Bu geniş caddelerin
üzerine 1890 yılından başlayarak 1917 yılına kadar Baltık mimari tarzında düzgün kesme
bazalt taşından tek katlı, iki katlı nadir olarak da üç katlı binalar yapmışlardır.
Bu binaların giriş cepheleri yalancı sütunlar, bordür kabartma taşlarla süslenmiş olup iç mekanları
genelde uzunca bir koridor etrafına iç içe açılan oda ve salonlardan oluşmuştur. Binaların iç mekanlarında
dikkati çeken bir başka özellik şömine biçiminde PEÇ adı verilen ısıtma sistemidir. Bu sistemde binaların
salonlarında bulunan PEÇlerin içerisinde kömür yakıldıktan sonra iç mekan duvarlarından geçirilen borularla
binanın tamamı ısıtılmaktadır. Günümüzde Baltık mimari tarzında yaptırılan
bu taşınmazlardan 101 tanesi tescil edilerek koruma altına alınmış olup koruma altına alınan
taşınmazların büyük bir kısmı şahısların mülkiyetinde konut olarak kullanılmaktadır
Iğdır yakınlarında Kervansaray Köyü'nün baktığı büyük düzlükte yer alan bu Selçuklu Kervansarayı
hem mimarisi hem de yeri açısından önemlidir. Avlusuz ve paralel nefli (oltadaki geniş ve yüksek olmak üzere
üç paralel bölümlü) kervansaraylar arasında, girişte iki yanda yolculara ayrılmış hücreleri olan
bilinen tek örnektir.
Hem yapım tekniği hem de bazı ayrıntılarda Ani'deki Selçuklu eserleri İle benzerlikler göstermektedir.
Sadece taş kapının çevresinde bezemeler görülür. Binanın kitabesi yoktur; kervan yollarından ve hanlardan
söz eden yazılı kaynaklarda da izine rastlanmamaktadır. Binanın konumu, yakın çevredeki Erzurum-Doğubayazıt
kervan yolundan çok aykırı olması nedeniyle, farklı bir yolun, büyük bir olasılıkla da güzergahı
henüz tam ortaya çıkarılamamış, olan Tebriz-Batum kervan yolu hakkında ipuçları vermektedir.
Bina, mimari özellikleri nedeniyle 13. yüzyıl sonlan ile 14. yüzyıl başlarına tarihlenmektedir. Resimde
binanın planı, taç kapı ve taç kapıdaki süslemelerden bir ayrıntı görülmektedir.
|
|
|
 |