www.yeniarpacaykars.com.tr.tc

tur.jpg

KARS
Kars, Türkiyenin Kuzeydoğusunda, Doğu Anadolunun deniz seviyesinden 1750 metre yükseklikteki yaylaları üzerinde planlı bir şehirdir.

KARS TARİHİ :

Kars adının kaynağı Türk Boyu Karsaklardan gelmektedir. M.Ö. 130-127 yılları arasında Kafkasyadan gelerek Kars ve çevresine yerleşmiş ve buraya adlarını vermişlerdir. Bu durumda Türkiyedeki en eski Türkçe İl adı ününü kazanmıştır. Araştırmalardan Karsın tarih öncesi çağlardan beri yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Karsta yapılan arkeolojik çalışmalardan yörenin tarihi Cilalı taş devrine kadar inmektedir. Bölge daha sonraları Hititler, Urartular, Kimmerler, İskitler, Partlar, Sasaniler, ve Bizansların hakimiyetine girer.

Selçuklu Sultanı Alparslan 1064 yılında şehir ve civarını fetih ederek Türk Kavimlerine Anadolunun yolunu açmıştır.

1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonucunda Rusların eline geçen şehir 1918 yılına kadar Rus idaresinde kalmıştır.

1920 Yılında şehre giren Kazım Karabekir kumandasındaki Türk Ordusu bu bölgeyi yeniden Türk topraklarına katmıştır.

KARSIN TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ

Karsın tarihi turistik yerleri arasında görülecek yerler arasında en başta Kars Kalesi, Havariler Müzesi, Kars Müzesi, Evliya Camisi, Yusufpaşa Camisi, Fethiye Camisi, Taşköprü, İlbeyoğlu Hamamı, Mazlumağa Hamamı, Gazi Ahmet Muhtarpaşa Karargahı, Abdullatif Paşa Konağı Kars Merkezde görülebilecek tarihi ve turistik yerlerdendir.


Kars Kalesi : Merkez kale veya iç Kale olarak anılır. Kaynaklar 12. Asırda Saltuklular tarafından yapılmış demekteyse de kalenin tarihi 10. asıra kadar inmektedir. Merkez kalede bulunan bir kitabeye göre 1152 yılında Sultan İzzettin'in emri ile veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. Kaleyi 1386 yılında Timur yerle bir etmiş, 1579 yılında III Murat'ın emriyle Lala Mustafa Paşa yeniden yaptırmıştır. Bundan sonra 1616 ve 1636 yıllarında iki defa onarımdan geçen kaleye bazı yapılar eklenmiştir. Merkez kale dışında şehri çevreleyen dış kale'de 12. yüzyılda yapılmıştır. Dış kale çok tahrip olduğundan görülebilecek kalıntı kalmamıştır.


KARS ÇEVRESİNDE GÖRÜLEBİLECEK OLAN YERLER

OCAKLI (ANİ) : Tarihi kent Ani Kars&ın 48 kilometre doğusunda bulunur. Kentin doğusunda Ermenistan sınır çizgisini doğal olarak oluşturan Arpaçay Vadisi, batısında ise Alaçay Vadisi bulunur.

Ani şehrinin en parlak devri 10-11 yüzyıllarda olmuştur. Ani 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından Bizanslılardan alınır ve Selçuklu soylarından olan Şeddat Oğullarından Menuçehrin idari kontrolüne bırakılır.

1877-1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra Ani Rus kontrolüne girer.

Ani şehrini saran surlar 972 yılında III Ashot tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 977-990 tarihleri arasında II Simbat tarafından doğu surlarıda eklenerek restore edilmiştir. 11 Yüzyılda Emir Menuçehr tarafından surlar yeniden güçlendirilmiş ve Selçuklu motifleriyle süslenmiştir. Kuzey surlarının uzunluğu 2500 metre, yüksekliği ise 8.10 metredir.

ani_hrb1.jpg

t031.jpg

Ani şehri içerisinde günümüze kadar kalmış tarihi eserlerden bazıları.

1.Ejderha kulesi: 12 Yüzyılda Selçuklular tarafından hastane olarak kullanılmış olup, Anadolunun en eski hastanesidir.

2.Menuçehr Camisi:1072 Yılında Ani Emiri Menuçehr tarafından yapılan cami, konumu ile dikkati çeker. Selçukluların Anadoluda inşa ettikleri ilk camidir.

3.Selçuk Sarayı :Ani ören yerinin kuzeybatı ucunda yer almakta olup, oldukça görkemlidir.

4.Nakışlı Müzesi (Tigran Honentz Kilisesi):Bu yapı Tigran Honentz tarafından Arpaçay Vadisine bakan bir teras üzerine yapılmıştır.

5.Keseli Müzesi (Kurtarıcı Kilisesi) :1035-1036 Yıllarında yaptırılmıştır.

6.Abugamrents Müzesi (Krikor Abugamrents Kilisesi):Aninin Alaçay Vadisine bakan yamaçlardan 994 yılında Krikor, erkek kardeşi Hamze ve kız kardeşi Seta tarafından yaptırılmıştır.

7.Meryem Ana Müzesi (Meryem Ana Katedrali) : Ani şehir merkezinde yer alan Meryem Ana Katedrali inşaatına 939 yılında II Simbat tarafından başlanmış 1001 yılında I Gagikin eşi Katramida tarafından inşaatı tamamlattırılmıştır. Meryem Ana Katedralinin mimarı İstanbuldaki Ayasofyayı deprem sonrası onararak restore eden Mimar Tiridatesdir.

8.Gagik Müzesi (Gagik Kilisesi) : Aninin batısında I Gagik tarafından 1001 yılında yaptırılmıştır.

9.Havariler Müzesi (Havariler Kilisesi) : Dört havari adına 10. yüzyılda yaptırılmıştır.

ani_frek.jpg

KARSıN GEZİLECEK TURİSTİK YERLERİ


SARIKAMIŞ: SARIKAMIŞ Karsın kış sporları merkezidir. Bu yöre kar kalitesi ve kayak pisti açısından dünyada bu sporu yapmaya en elverişli yerlerden birisidir. Kars Sarıkamış 2200-2900 metre yükseklik gösteren bir plato üzerinde yer almaktadır. Tüm çevresi Sarıçam ormanları ile kaplıdır. Kars Sarıkamış yalnız çam ormanları ile değil Çarın av köşkü ve halen kullanılmakta olan Rus kışla binaları ile de ünlüdür. Sarıçam ormanları ile ünlü olan Sarıkamış çevresi özellikle Alp ve Kuzey disiplini kayak uygulamaları ile "kayak safari" ve "Kızakla geziler" için çok uygun ortamlar sunmaktadır. Sarıkamış'ta kayak yapmak bir ayrıcalıktır.


ARPAÇAY : Karsın en önemli hayvan üretim bölgesidir. Meralarla kaplıdır. Arpaçay baraj gölü çevreye doğal güzellik katmaktadır. Gölde sarı balık ve sazan yaşamaktadır.

SUSUZ : Susuz yakınlarında yer alan Susuz şelalesi görülmeye değerdir. Ayrıca Susuz yakınlarındaki kaplıcaları da romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.

DİGOR : Oğuz boylarının Anadoluya girdikleri ve belirli bir süre yaşadıkları yerdir. Ünlü Türk Şairi Dede Korkutın Digorda yaşadığına inanılır. Digor çevresinde Ortaçağ'dan kalma kiliseler bulunur. Bunların içinde Digor yakınlarında bulunan Beş Müzesi (Beş kilise) ve Karabağ köyü yakınlarında bulunan, iyi korunmuş Karabağ Müzesi (Mrin Kilisesi) bulunmaktadır.

KAĞIZMAN : Kağızman, Çamuşlu köyünde yer alan Neolitik döneme ait kaya resimleri ile ünlüdür. Ayrıca Kağızman'ın kuzeyinde bulunan, batıdan doğu'ya doğru akan Aras Nehri Kanyonu vahşi, doğal güzelliklerle doludur. Bu kanyondaki güzellikler Kağızman Tuzluca yolu izlenerek görülebilir.

FOLKLÖR : Kars halkı dansları, ritim ve estetik yönünden son derece güzeldir ve Kars'a gelindiğinde mutlaka izlenmelidir. Genelde kızlı erkekli oynanan folk danslarının bazıları şunlardır: Enzeri, Terekeme, Askeran, Iğdır Barı, Ceylan, Şeyh Şamil, Kıskanç ve han kızlarıdır. Halk ozanlarıyla Ülke çapında tanınan Kars yörelerinde davul ve zurna gibi enstürmanlarda sevilerek çalınır.

ALIŞ - VERİŞ : Tabii boyalardan yapılan Kars Kilim ve halıları çok ünlüdür. Yöresel gümüş kemerler ve çeşitli gümüş takılar Kars'ın tipik hatıra eşyalarıdır. Kaz tüyünden yapılan kuştüyü yastıkları son derece sıhhıdir. Ayrıca Kars kaşar peyniri ve balı çok lezizdir.

ULAŞIM : Kars Devlet karayolunun ve şehri Ülkenin diğer bölgelerine bağlayan demir yolunun üzerindedir. Düzenli otobüs ve tren seferleri bu bölgeyi Ankara, İstanbul, İzmir güzergahı üzerindeki diğer önemli merkezlere bağlar. Ayrıca Kars Havaalanına Ankara ve İstanbul'dan düzenli uçak seferleri mevcuttur.

ANI ÖREN YERİ :

Kars İline 42 km uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan Anı Ören Yeri Türkiye – Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay Nehrinin batı yakasında Türkiye sınırları içerisinde volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir ortaçağ şehridir. Ören yeri Anadoluya İpek Yolu üzerinden girişte ilk konaklama merkezi olduğundan aynı zamanda bir ticaret merkezidir. Antik kentin zenginliği de buradan gelmektedir. Ören yerinin en eski tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Tarih öncesi dönemde ören yerindeki yerleşim bostanlar deresi olarak bilinen vadideki volkanik oluşumlu mağaralardan oluşmuştur. Bu günkü ören yerini oluşturan iç kale M.S. 4. yy’da Kars Şehrine ismini veren Karsak’lılar tarafından yaptırılmıştır. Ören yerinin dış cephe surları Bagratlı Kralı Aşot tarafından M.S. 964 yılında yaptırılmaya başlanmış daha sonra Kral III. Sembat 978 yılında 2. takviye sur sistemini yaptırmış 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslanın Ani’yi feth etmesinden sonra anı beyi olan Ebul Menucehr tarafından 1064 – 1072 arasında 3. sur sistemini yaptırmıştır. Kale surları deve tüyü ve siyah renkli tüf taşından yer yer iki ve üç sıra halinde Horasan Harcı ile yapılmıştır. Kurulduğu arazi üzerine uyumu sağlamak amacıyla ücgenimsi bir şekilde inşa edilen surların yedi giriş kapısı mevcut olup bu kapıların en önemlileri Aslanlı Kapı, Kars Kapısı, Sarnıçlı Kapılardır. Şehrin surları uzun kuşatmalara dayanıklı hale getirmek için surlar arasına yapılan destekleme kuleleri aynı zamanda erzak ve tahıl deposu olarak kullanılmıştır. Arazinin eğimine göre yer yer beş mt. Yüksekliğe kadar oluşan surların dış cephelerinde Haç Motivleri, Aslan ve yılan kabartmalı rölyefler, çini süslemeler mevcuttur. Ören yerinin ana giriş kapısı olan aslanlı kapı iki büyük giriş kapısından oluşmaktadır. Aslanlı kapının bulunduğu surların Doğu yanındaki burç üzerinde Selçuklu Sultanı Alparslanın şehri 1064 yılında feth etmesini belgeleyen dört satırlık Kufi İslami Kitabe mevcuttur

Büyük Katedral (Fethiye Camii) :

Yazıtlara ve tarihçilere göre kilisenin temelleri Bagratlı Kralı II. Sembat tarafından M.S. 990 yılında atılmış ancak Kral Sembat



öldükten sonra kiliseyi eşi kraliçe KATRANİDE tarafından 1001 yılında bitirilmiştir. Kilisenin mimarı aynı yüzyılda İstanbul Ayasofya Kilisesinin tamiratını yapan TİRİDAT ustadır.

Kilisenin planı haç şeklinde olup ortadaki alan kemerleri taşıyan dayanıklı sütunlar ile sınırlandırılmıştır. Yarım daire şeklindeki apsis kilisenin diğer kısımlarından yüksek olup, heykel oyukları ile süslenmiştir. Apsisteki bu süsleme biçimi 11. yy. kilise mimarisinin tipik bir örneğidir. Bazilikal haç planlı binanın üç giriş kapısı mevcut olup bu kapılardan batıdaki halk kapısı, kuzeydeki patrik kapısı, güneydeki de kral kapısıdır. Kilise kemerli dar ve yüksek pencereler ile aydınlatılmıştır. Kilisenin cephe duvarları kemerlerle bölünmüş olup bu kemerler sütunlarla birleştirilmiştir. Kilisenin apsis bölümünde iç mekandaki fresklerin 13. yy.’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Kırmızı renkli tüf taşından inşa edilen katedral basamaklı bir zemin üzerine kurulmuş olup kubbesi ve çan kulesi kuzey cephesindeki duvarın bir kısmı ile birlikte yıkılmıştır. Katedral 1064 yılında Sultan Alparslanın Anı’yı feth etmesinden sonra camiye çevrilmiş ve ilk fetih namazı kılınmıştır. Bu sebeple büyük katedrale Fetihiye Camii’de denilmektedir.

Tigran Honents (Resimli) Kilise :



Anı Ören Yerinin kuzey doğusundaki mığmığ deresinin Arpaçay Nehrine karıştığı yer üzerinde yükselen seki biçimindeki bir arazi üzerine kurulan kilise 1215 yılında Anılı bir tüccar olan Tigran Honents tarafından inşa ettirilmiştir. Haç planı ile yapılan kilisenin zemin katının iç mekanı dört büyük sütunla kubbeye bağlanmıştır. Yarım daire şeklindeki apsis sağ ve soldaki iki katlı günah çıkarma odaları ile çevrilmiştir. Kilisenin çevresi dikdörtgen planlı olup cephelerin çatı alınlıklarında rölyef hayvan figürleri ile süslenmiştir. Bu kilise özellikle iç mekanındaki fresklerle dikkat çekicidir. Kilisenin iç cephe duvarları ile kubbe kısmında Hz. İsa’nın doğumundan ölümüne kadar geçen olayları sembolize eden freskler mevcuttur.

Abukhamrents (Polatoğlu) Kilisesi :

Ören yerinin kuzeybatısında Bostanlar deresinin üzerindeki surlara yakın plato üzerinde kurulan kilise M.S. 980 yılında Prens Pahlavuni tarafından yaptırılmıştır. Silindirik bir yapıya sahip olan kilise sekizgen kubbeli olup kubbenin temeli derin yüzeyi ayıran birbirine geçmiş ince sütunların desteklediği6 kenar sütun üzerinde durmaktadır. Güneydoğuya açılan tek kapısı bulunan kilisenin sekizgen kubbesinin her köşesinde birer pencere mevcuttur. Kilisenin apsisinin bulunmayışı bu kilisenin bir aile mezarlığı anısına anıt mezar binası olarak kullanıldığı sonucu doğurmaktadır. Kilisenin güney cephe duvarında oyma tekniği ile yapılmış bir güneş saati dikkat çekicidir.

Aziz Prkich Kilisesi:

Anı ören yerinin güney doğusunda büyük katedrale yakın bir noktada inşa edilmiş olan kilisenin yarısı sonradan yıkılmıştır. Kilise M.S. 1036 yılında yapılmış olup zemini daire planlıdır. Kilise mimarisi kubbeli ve iki kısımdan oluşmuştur. İç mekanda sekiz köşegen mevcut olup doğu istikametindeki yarım kubbe diğer kubbeden daha geniştir. İki düzlemden meydana gelen sütunlar bu bölümü de ayırır 1036 yılında kral III. Sembat tarafından yaptırılan kilise 1291 ve 1342 yıllarında Atabekler tarafından restore ettirilmiştir. 1930’lu yıllarda ise bir yıldırım düşmesi sonucu kilisenin yarısı yıkılmıştır.

Selçuklu Sarayı :



Ören yerinin kuzeybatı istikametinde sarp bir kayalık üzerine kurulan bu muhteşem saray yapım tarihi belli olmamakla beraber muhtemelen 1064 yılında Selçukluların Anı’yı fethinden sonra Ebul Menucehr Bey tarafından şehirde başlatılan imar çalışmaları sırasında yapılmış olmalıdır. Orjinali iki katlı olan binanın birinci katı ahşap olduğundan yıkılmış günümüze zemin katla bodrum katı ulaşmıştır. Özellikle sarayın girişini oluşturan portal kapı Selçuklu Mimarisinin en güzel taş işçiliğini sergileyen yıldız motiflerden oluşmuştur. Sarayın bodrum katını oluşturan tonoz kemerli bölümleri kışları ambar olarak kullanılmış L şeklindeki zemin kat ise asıl saray olarak kullanılmıştır. 12. yy.’ın karakteristik Selçuklu süsleme tarzı ile yapılan dikdörtgen planlı saray büyük bir salon ve bu salonun etrafına dağılmış odalardan oluşmuştur. Selçuklu Sarayı içeris inde bulunan şadırvan bu muhteşem yapının diğer bir dikkat çekici mimari özelliğini sergiler.

Selçuklu Kervan Sarayı :



Anı Ören Yerinin merkezinde yer alan kervan saray 12. yy. başlarında yapılmış olup ören yeri içerisinde bulunan antik ana cadde üzerinde inşa edilmiştir. Kervan sarayın taç kapısı süslemeleri orijinal Selçuklu mimarini yansıtmaktadır. Kervansaray 10. yy.da inşa edilen Arekletos Kilisesi ile daha sonra birleştirilerek yapılmıştır.

Küçük Hamam :

Ani Ören Yerinde Arpaçay’ın kuzeybatısında Arpaçayla Tatarcık deresinin birleştiği alanda bulunan Bey sekizi kapısının 100 mt güneyinde bulunmaktadır. Selçuklu mimari tarzında yapılan hamam dört eyvan ve dört halvet odasından oluşmuş odaların kapı girişleri sivri kemerli olarak yapılmıştır. Ayrıca eyvanlar beşik tonoz kemerlerle örtülmüştür. Hamamın girişi batı istikametinde olup buradan bir koridorla soyunma odalarına ulaşılır. Ayrıca bu koridorun kuzeyinde bir ılıklık ve ılıklığın yapının da külhan kısmı bulunmaktadır.



Menucehr Camii :

Ören yerinde iç kaleye çıkan yolun güneyinde bulunan pilato üzerine inşa edilen Ebul Menucehr Camii planı bilinen ve günümüze sağlam bir şekilde ulaşan en eski Selçuklu eseridir. Ani şehrinin Selçuklular tarafından fetih edilmesinden sonra 1072 yılında Ebul Menucehr Bey tarafından yaptırılan camii Sivas Divriği Ulucamiinden daha önce yapıldığı için Anadoludaki ilk Türk camisi olma özelliğini de taşımaktadır. Camii iki katlı ve dikdörtgen planlı olup zemin kat Arpaçay vadisine bakan kısımda toprağa gömülü olarak yapılmış olup dört odadan oluşmaktadır. Camiinin bu kısmı medrese olarak kullanılmış medrese üzerindeki birinci kat ise fil ayağı sütun kemerler ile birbirine bağlanarak iç mekanda geniş kubbeyi taşımaktadır. Kemerler arasında kalan yıldız motifli süslemeler özellikle dikkat çekicidir. Camiye bitişik olarak yapılan 99 basamaklı taş minarede günümüze kadar ayakta kalmıştır. Caminin tamamı düzgün kesme tüf taşından yapılmıştır.

Genç Kızlar Kilisesi :



Türkiye Ermenistan sınırını ayıran Arpaçay Nehri Vadisinin batı yanında bulunan kilise ören yerine ulaşan kervan yolunun başlangıç noktasında inşa edilmiştir. Mimari yapısı ve süslemeleri dikkate alındığında 13. yy.’ın karakteristik özelliğini taşıyan kilise silindirik bir plana sahip olup üzerindeki kubbe çadır görünümündedir. Giriş kapısı kervan yoluna bakan kuzeybatı istikametinde bulunan kilisenin dış cephe duvarları üzerinden kabartma geometrik süslemeler mevcuttur. Altı bölmeli dış cephe duvarının kemerleri arasında bulunan pencereler içeriyi aydınlatmaktadır. Kilisenin etrafı sur duvarları ile çevrili olup kuzey istikametteki sarp kayalıklara doğru uzayan kervan yoluna kilise bir galeri ile bağlanmıştır. Üzeri kemer tonozlu olan galerinin önemli bir kısmı yıkılmıştır.

Bakireler Manastırı :

Türkiye Ermenistan sınırının en uç noktasında Arpaçay Nehrinin aktığı derin vadi üzerindeki sarp kayalıklar üzerine kurulan bu kilisenin yapım tarihi belli olmamakla birlikte M.Ö. 10. yy sonlarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Bazilikal planlı manastır özel bir ibadet yeri olup manastırın kuzey ve güney cephe duvarları yarım daire şeklindeki kemerlerle batı yönündeki galeriye ulaşmaktadır. Manastırın diğer bir kapısı olan batı kapısı ise diğer kapıya göre daha küçük olup sarp kayalıklara doğru açılmaktadır. Manastır ören yerindeki ulaşılması en zor olan sarp kayalıklar üzerine kurulduğundan günümüze sağlam bir şeklide ulaşmıştır.

kars_201.jpg

sarikam2.jpg

TABYALAR
Tabya Nedir?
Askeri Stratejik veya taktik yönden önemli bir yerin savunulması için meydana getirilen tahkimli yerdir. Diğer bir tanımla burçların cephelerinin ilerisine konulan ve burçları örtme görevi yapmak üzere onlardan bir hendekle ayrılmış bulunan tahkimli tesislerdir.
Genellikle içinde muhtelif sayıda kuvvetleri barındıran koruganların ardındaki açık top mevzileri ile avcı siperlerinin bütün etrafını çepeçevre çeviren engel hendeğini ve içinde ayrıca meskun mahalleri, cephanelikleri, toplama ve eğitim yelerini, nizamiye ve hazır kıt'a mahallerini, bölük, tabur veya alay binalarını, subay yatma yerlerini içerir. Kendi kendine yeterlilik sağlayan ve kuşatılsa dahi uzun müddet düşman karşısında direnebilen, hakim noktalara yapılmış gözetleme olanakları bol ve her tarafa karşı savunulabilen taş, kargir, beton veya demirli betondan inşa edilmiş kapalı mevzilere verilen isimdir.
Bir tabya 6 kısımdan meydana gelmektedir.
1nci kısım
Tabyanın çevresini çevreleyen engel özelliği bulunan hendektir (Süvari hendeği oldukları düşünülmektedir).
2nci kısım
Piyade siperlerini içerir.
3ncü kısım
Personelin dinlenmesi için yapılmış betonlar ve topçu mevzileri.
4ncü kısım
Tabya Komutanının komuta yeri ile karargahın çalışacağı binalardan meydana gelmiştir.
5nci kısım
Tabyanın genellikle ortasında eğitim ve yoklamaların yapıldığı geniş alandır.
6nci kısım
Tabyanın giriş kapısını teşkil eder.
Tabyaların Tarihçesi
Kars ilinde ilk tabyalar 1734 yılında yapılmaya başlanmıştır. Bunların en eskisi Timur Paşa Kulesidir. Yine aynı yıllarda yapılan Tahmasb Tabyası (ismini Afşarlı Nadir Ali Han'ın 150 bin kişilik ordusuyla konduğu yerden alır) ve Yeni Tabya 1807'deki savaşla Kanlı Tabya adını almıştır. Daha sonra 1853, 54, 55 yıllarında müttefikimiz İngilizlerin planlamasına göre. Hafız Paşa, Veli Paşa, Karadağ, Arap Tabya, İnönü Tabya ve Çukur Tabya yapılmıştır.

Sultan Abdülaziz zamanında Müşir Fosfor Mustafa Paşa Komutasındaki tahkimat heyeti 1864-1876 yılları arasında 12 yıl süre ile yukarıda adı geçen tabyaları tahkim etmişlerdir. 93 (1877) savaşında bu tabyalar Türk Ordusunun çok işine yaramıştır. Koruganlar ise 1941 - 44 yılları arasında Tanksavar ve Makineli Tüfek yuvalan, tank engel hendekleri olarak Kars Çayı'nın sağında ve solunda yapılmışlardır. Kars'ta 1853 - 54 yıllarında yapılan tabyaların adları o zamanki Paşa ve Albay rütbeli kimselerin adlarını (hatırasını) taşımaktadır. Çayın sağındakilerden Kerim Paşa Tabyası, Baba Kerim denilen Abdülkerim Paşanın; Fevzi Bey Tabyası, Fevzi Bey'in; Çayın solundakilerden Veli Paşa Tabyası, Kars Tümen Komutanı Veliyüddin Paşanın adı geçen tabyalardır. Ordumuz 1854 sonbaharını, Kars tabyalarını yapmak ve eskiden yapılanları kuvvetlendirmekle geçirmiş ve bu konuda Erkanı Harp Reisi Abdülkerim Paşanın büyük gayreti olmuştur. Bu konuda Albay Williams'ında önerisiyle Erzurum'daki mühendis Albay Lake Kars'a çağrılmıştır. Bu arada kışı beraber Erzurum'da geçiren Albay Williams terfi ederek paşa olmuş Vasfi Paşa ile beraber 1855 Martından itibaren Erzurum Tabyalarının da gereği gibi yapılması için çalışmıştır. Burada yapılan 15 tabyaya Erzurumlular her gün hesaplarına gönüllü bin işçi vermişler ve tabyalar aynı yılın Mayıs sonlarında törenle açılmıştır.

Bu tabyaların en büyüğüne Mecidiye, ikincisine Vasıfiye ve üçüncüsüne Williams adları verilmiştir. Rusların 1854'teki başarıları üzerine Murat Irmağı başlarına sokularak, buradan Akdeniz'e ilerleyeceklerini ve tarafsız olan iran Devletini kendilerine dost ve müttefik yapacaklarını büyük bir hazırlık ve çoklukla ilerleyen ordularla Kars'ı düşürdükten sonra Erzurum — Sivas üzerinden yürüyüp İstanbul ile Çanakkale boğazını tehdit ederek Karadeniz'deki müttefik kuvvetlerinin yolunu keseceğini düşünen ingiltere; Anadolu Ordusuna kuvvet gönderilmesine çok gayret gösterdi. Fakat İngiltere İmparatorluğunun yakın doğudaki kuvvet ve nüfuzlarını çekemeyen Fransa İmparatorluğu bu hususlara önem vermiyor, Türkiye'nin toprak bütünlüğü ve Avrupa Devletleri dengesini koruma uğruna Kırım'a gönderdiği kuvvetlerin Komutanı General Pelissier Anadolu'ya asker gönderilmesini istemiyordu. 1854 sonlarında siyasi baskılarla İran'ı yola getirip İstanbul'da dostluk antlaşması imzalamaya mecbur bırakan İngiltere gönderdiği uzman subaylarla, İran Ordusunun düzen ve eğitimini geliştirmiş, Hint yolunu korumak üzere bu ülkeyi emniyet altına almış bulunuyordu. Bütün bu düşüncelerle, İngiliz Birlikleri yerine, Kars ve Erzurum'a gönderilen 5-6 subayla, Anadolu'nun doğu yollarını düşmana kapayabilen bu iki kalemizin istihkam ve iyi yerleştirilmiş toplarla kuvvetlendirilmesini çok isteyen İngiltere General Williams ile Erzurum konsolosluğu vasıtası ile bu hususların gelişmesine çalışıyordu. 1855 baharında yukarıda anılan Erzurum tabyaları yapılırken Ordu Başkomutanı Vasıf Paşa hep orada kalmış, tabyalardan üçünün bitirilmesi törenine katıldıktan sonra Kars'a gelmişti. Daha önce General Guyun tarafından Kars'ı kuzeyden gelecek hücumlara karşı korumak için, Kars Çayı solunda ve Dereiçi kuzeyindeki sırtlarda şimdiki telsiz ile hastane arasında uygun planlara göre üç küçük Tabya Albay Lake tarafından yapılmıştır.

Bunlara doğudan batıya doğru; Tizdeyl, Çhurchill ve Zohrab adları verilip İngiliz tabyaları denilmiştir. 1855 yılında batıyı koruyan Tasmahb Tabyası da kuvvetlendirilmiştir. Buranın kuzeyi ile kuzeydoğusunda; Yüksek Tabya, Gürcü Tabyası, Laz Tabyası adlı tabyaların yapılması bitirilmiştir. 1918 Nisanında Ermenilerin çekilirken yaktığı ve bugün harabeleri şehrin İnönü Meydanı doğusunda duran Mecidiye adlı süvari kışlaları da bu sırada bitirilmiştir. Arabistan Ordusuna mensup Şam'dan gelen askerlerimize kuzeydoğuda ve hakim bir tepe üzerine yaptıkları tabya Arap Tabya olarak adlandırılmıştır. Erzurum, Kars ve aradaki yollar bu şekilde mevzi savunmanın gereği gibi tahkim edilmiştir.
Kars Tabyaları ve Özellikleri
Coğrafi mevki itibariyle Erzurum-Kars Yaylası; Mezopotamya-iran Kafkasya ve Anadolu arasında bir düğüm noktası teşkil ettiği gibi, bu ülkelerde binlerce yıldan beri parlayıp sönen medeniyetlerin de bir kavşak noktası olmuştur. Ağrı ve Erzincan illerini de içine alan Erzurum-Kars bölgesi (yaylası) coğrafik olarak Anadolu'nun giriş kapısıdır. Osmanlıar da bu bölgeyi sınırları içine almayı ve savunma bölge emniyeti açısından bir zorunluluk olarak görmüşler ve bölgenin savunmasını XVIII nci yy.'dan itibaren tabyalar vasıtası ile yapmışlardır. Tabyaların yapılması ve savunma hatları bölgenin coğrafik yapısıyla yakından ilgilidir.
Kars ilinde toplam 23 adet tabya bulunmakta olup bugüne kadar 14 adedi tahrip ve deforme olmuş, ancak 10 adedi, gezilebilmektedir.
KARS TABYALARI
1. İnönü Tabya,
13. Çukur Tabya,
2. Arap Tabya,
14. Çim Tabya (Halen üzerinde Veterinerlik Fakültesi bulunmaktadır),
3. Karadağ Tabya,
15. Fevzi Paşa Tabya,
4. Hafız Paşa Tabya,
16. Thomson Tabya,
5. Gaziler Tabya, 17. Hüseyin Paşa Tabya,

6. Kerim Paşa tabya,
18. Dik Tabya,
7. Kanlı Tabya,
19. Veli Paşa Tabya,

8. Cenup Tabya,
20. Çakmak Tabya,

9. Şimendifer Tabya, 21 Churchil Tabya,
10. Yusuf Paşa Tabya, 22 Zohrab Tabya Williams Tabya,

11. Süvari Tabya,
23. Muhlis Paşa Tabya (Teasdale Tabya),

12. Çifte Göğüs Tabya,
- İşareti Askeri Yasak Bölge İçinde Korumaya Alınmıştır Anlamına Gelmektedir.

KARS TABYALARININ ÖZELLİKLERİ

KARS KALESİ



Mevkii : Kaleiçi mahallesinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1152 tarihinde yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Saltuklu Sultanı Melik İzzetin Saltuk tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1225 Harzemşahlarla yahılan savaşlar
1358 Celayiroğulları ile yapılan savaşlar
1467 Akkoyunlular ile yapılan savaşlar
1514 Avşarlılar ile yapılan savaşlar
1616 Osmanlı ile yapılan savaşlar
1722 Osmanlı-İran Savaşları
1877 Osmanlı-Rus Savaşı
1918 Osmanlı-İran Savaşları

Kapasitesi : 2000 Kişi (Yaklaşık1 Tugay) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Yeri dolayısıyla çevreye hakim olmak amacıyla yapılmıştır. İç kale ve kale içini çevreleyen urlar ve burçların çevresi 3500 m. dış mahalleyi çevreleyen tek katlı duvar ve bütün çevresi 27000m. dir. Melik İzzetin'in emri ile Veziri Firuz Aka tarafından yaptırılmıştır. Kale; İç, Orta ve Dış olarak 3 bölümden oluşmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Kale içi mahallesinden araç ile kaleye ulaşilabilmektedir.



İSİMSİZ (İNÖNÜ)TABYA



Mevkii : Dereiçi mevkiinde yer alan Elektrik Santralinin doğu sırtında yer almaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecit zamanında yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 250 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Körkuyu tepesinde yapılmış irtibat hendekleri ile tepenin Kuzey ve güneyindeki Tank hendeklerinden oluşmaktadır. Açık araziyi ateş altına alan koruganları vardır. Karadağ ve Arap Tabya ile bir üçgen oluşturur.

Ulaşım İmkanı : Atatürk mahallesinden Terminale giden yoldan soldaki tali yola girilerek ulaşılır.



ARAP TABYA


Mevkii : Atatürk Mahallesi üstündeki mobil telefon baz istasyonun bulunduğu tepede yer almaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecit zamanında yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 250 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Etrafı süvari hendeği ile çevrili olup top ve km.tf. mevzileri düşmanı istenen bölgeye çekerek imha etmek amacı ile yapılmıştır. Kışla binası Peç sistemi ile ısıtılmıştır. İnönü ve Karadağ Tabyalarıyla birlikte çepeçevre savunma imkanı sağlamaktadır. İrtibat hendekleri ile Karadağ Tabya'ya bağlanmaktadır. Buta bölümünün savunması ucuruma dayandırılmıştır. Tabya halk arasında Kırktüneller olarak da bilinmektedir.

Ulaşım İmkanı : Yeni terminal yolundan Atatürk mahallesine girilmek suretiyle mobil telefon baz istasyonuna giden yol takib edilerek ulaşılır.



KARADAĞ TABYA


Mevkii : Atatürk Mahallesi üstündeki mobil telefon baz istasyonun bulunduğu tepede yer almaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecit zamanında yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 250 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : En büyük tabyalardan biridir. Arap ve İnönü Tabyaları ile birlikte bölgede çepeçevre savunma imkanı sağlamaktadır. Tabyada sığınak, kışla binası, süvari hendeği, hendeği ateş altına alan mazgallar ve irtibat hendekleri mevcuttur. Tabyada Arap Baba olarak bilinen, Karadağ Muhafız ve Topçu Takım Komutanı M. Haşimi Kanevi'nin mezarı vardır. Tabya 20nci Yüzyıl başlarında Ermeni hapisanesi olarak kullanılmıştır.

Ulaşım İmkanı : Yeni terminal yolundan Atatürk mahallesine girilmek suretiyle mobil telefon baz istasyonun bulunduğu tepeye(Karadağ T.) ulaşılır.



HAFIZPAŞA TABYA



Mevkii : Hafız Paşa Kışlası içerisinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1853 tarihinde yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Hafız Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 70 - 80 Kişi (Yaklaşık 1 Bölük) kapasitesi vardır.

Özellikleri : 2 bölümden oluşmaktadır. a) Dibiyok kuyusu; Tk. Mevzii seviyesinde suni sütreler mevcuttur. 3 adet Mk.Tf.Yuvası bulunmakta olup zamanla tahrip olmuştur. B) İç tarafta ise suni tesis edilmiş ve komuta yeri mevcuttur. Bu tabyanın savunmada hiçbir hüviyeti yoktur. Tabyadan geriye suni toprak sütreler ve hendek kalıntıları kalmıştır.

Ulaşım İmkanı : Digor yolu üzerinde H.Paşa kışlası nizamiyesinden girilir.





KERİM PAŞA TABYA


Mevkii : Dereiçi mevkiinin güneydoğu sırtındadır.

Yapım Tarihi : 1854 tarihinde yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Kerim Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 70 - 80 Kişi (Yaklaşık 1 Bölük) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Kuzey kesimi uçurum tarafından sınırlandırılmıştır. Kışla binası etrafı yüksek bir koruganla sevrelenmiştir. Kışla binasının kuzeyinde Dereiçi mevkiine hakim bir mk.tf. yuvası mevcuttur. Karadağ ve Arap Tabyalarla beraber geniş bir alanı kontrol altında tutar.

Ulaşım İmkanı : Atatürk mahallesinden baz istasyonuna çıkan yoldan sola dönmek suretiyle ulaşılır.





KANLI TABYA


Mevkii : Bülbül Mahallesinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1722 - 1732 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : İran hükümdarı 2nci Tahmasb zamanında yapılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1722 - 1732 Osmanlı - İran Savaşı
1807 Osmanlı - Rus Savaşı
1823 Osmanlı - İran Savaşı
1828 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni

Kapasitesi : 800 - 1000 Kişi (Yaklaşık 1 Alay) kapasitesi vardır.

Özellikleri : 2 nci Tahmasb kaleyi kuşattığı zaman kale savunmasına karşılık bir karargah olarak yaptırılmıştır. Tabya etrafında suni toprak sütreler mevcuttur. Osmanlı - Rus Savaşlarında (1827-1828) en çetin çarpışmalardan biri bu Tabya'da yapıldığı için Tabyanın adı Büyük Tabya iken halk tarafından Kanlı Tabya olarak anılmaya başlanmıştır.

Ulaşım İmkanı : Şehir merkezine 700 m mesafede DSİ Lojmanları yakınında olup her türlü araçla ulaşılabilmektedir.



CENUP TABYA


Mevkii : Karacaören Köyünün 500 m. Kuzeydoğusundadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecit zamanında yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Bir bağlantı hendeğiyle irtibatlanmış olup. İki dairesi hendekle çevrelenmiş koruganlar, makineli tüfek yuvaları ve mevziiden oluşur. Tabyanın batı kesimi Kars ilinin özellikle güney düzlüğüne hakim bir sıtta yer almaktadır. Tabya genel olarak da güney ve güneydoğuyu ateş altına alacak şekilde inşa edilip tahkimatlandırılmıştır.

Ulaşım İmkanı : Kars'a Erzurum istikametinden gelirken, şehrin girişinde anayoldan sağa dönülerek Karacaören köyü'ne ve tabyaya ulaşılabilmektedir.



SUVARİ TABYA


Mevkii : Eski Kars-Erzurum yolunun sağında. Kars çayı kenasında, Simer Oteli karşısında bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1722 - 1732 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : İran Hükümdarı 2. Tahmasb tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1722 - 1732 Osmanlı - İran Savaşı
1807 Osmanlı - Rus Savaşı
1823 Osmanlı - İran Savaşı
1828 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni

Kapasitesi : 200 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : İçinde mazgallı sığınark, etrafı yarım ay şeklinde hendekle çevrilidir. Bugün sığınağın demir mazgalı ve demir kapısı sağlam durumdadır. Kuzey kesimi Kars çayınca sınırlandırılmıştır. Restore edilerek turizme açılmıştır.

Ulaşım İmkanı : Kars'tan Çakma Köy'e ve Üniversiteye giden araçlarla ulaşılabilir.





HÜSEYİN PAŞA TABYA


Mevkii : E/H Tb.nun 500 m. güneyindedir.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Şehri tahkim etmek için kullanılmıştır. Tabyada havalandırma ve ışıklandırma oldukça iyidir. Tabyanın içinde sığınak, kışla binası, Tabyayı çevreleyen hendek, hendeği ateşleri ile karşılıklı destekyebilen mazgallar, 8 adet korugan, 4 adet makineli tüfek yuvası ve irtibat hendekleri mevcuttur. Tabyada bulunan koruganlar halen cephanelik olarak kullanılmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Çakma Köy yolu üzerindeki Çakmak Batı kışlası nizamiyesinden girilir.
Askeri Yasaklı Bölge içinde korumaya alınmıştır.



VELİ PAŞA TABYA


Mevkii : Çakmak Doğu Kışla içerisinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1854 tarihinde yapılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Veliyüddin Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 - 250 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : İngiliz hatları hendeği ile çevrelenmiş olup cephanelik amacı ile yapılmış ikili korugandan oluşmaktadır. Genellikle piyade mevzii olarak hendek gerisindeki toprak sütrelerden istifade edilir. Tabyanın güneddoğusu uçurum olup doğal engel oluşturmaktadır. Şehrin tahkim etmek için kullanılmıştır. İki adet makineli tüfek yuvası bulunmaktadır. Bu yapılar günümüzde cephanelik ve depo olarak kullanılmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Çakma Köy yolundan sağa dönülerek Çakmak Doğu Kışla nizamiyesinden girilir.
Askeri Yasaklı Bölge içinde korumaya alınmıştır.




ÇAKMAK TABYA


Mevkii : Çakmak Batı Kışlasının kuzeyinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecid tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : 1950 Rakımlı Çakmak Tepede İnşa edilmiş U şeklinde hendek, 5 adet korugan, tepenin batısında yaklaşık 550 m. boyunda ikinci bir hendek ile bu hendeği ileriden koruyan, kısmen tahrip edilmiş olan 2 adet makineli tüfek yuvası, tabyanın güneydoğu sırtlarını koruyan 1 adet makineli tüfek yuvasından oluşmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Çakma Köy yolundan sağa dönülerek Çakmak Batı Kışla nizamiyesinden girilir.
Askeri Yasaklı Bölge içinde korumaya alınmıştır.



WILLIAMS TABYA


Mevkii : Çakmak Doğu Kışla içerisinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecid tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : Şehri kuzeydoğudan tahkim etmek için kullanılmıştır. Tabya'da havalandırma ve ışıklandırma çok iyidir. Tabyanın içinde sığınak, kışla binası, tabyayı çevreleyen taş duvarlarla sağlamlaştırılmış hendekler, hendeği ateşi ile koruyabilen mazgallar ve irtibat hendekleri, 2 adet Mk. Tf. yuvası mevcuttur. Kışla binası ve koruganlar günümüzde kullanılmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Çakma Köy yolundan sağa dönülerek Çakmak Doğu Kışla nizamiyesinden girilir.
Askeri Yasaklı Bölge içinde korumaya alınmıştır.




MUHLİS PAŞA TABYA


Mevkii : Çakmak Doğu Kışla içerisinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi : 1848 - 1853 tarihleri arasında yaptırılmıştır.

Kimin Zamanında Yapıldığı : Sultan Abdulmecid tarafından yaptırılmıştır.

Hangi Muharebelere Sahne Olduğu : 1855 Osmanlı - Rus Savaşı
1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşı
1918 - 1920 Osmanlı - Ermeni Savaşı

Kapasitesi : 200 - 250 Kişi (Yaklaşık1 Tabur) kapasitesi vardır.

Özellikleri : 5 adet korugan ve muhtelif yerlerde yıkıntıya uğrayan toplam olarak 3,75 m. boyundaki hat ile çevrilmiş bulunmaktadır. Hendeğin ölçüleri yer yer değişmektedir. Erat koğuşunun arkasında bir adet korugan bulunmaktadır. Tabyanın güneydoğusu uçurumdur. Bugün koruganlar cephanelik olarak kullanılmaktadır.

Ulaşım İmkanı : Çakma Köy yolundan sağa dönülerek Çakmak Doğu Kışla nizamiyesinden girilir.
Askeri Yasaklı Bölge içinde korumaya alınmıştır.


KARS VALİLİĞİ
2005

Çıldır Gölü : Bu göl ilimizin kuzeydoğusunda alır. Bir kısmı Ardahan ili sınırlarında bulunan gölün güney kesimleri Kars ilinin toprakları içerisindedir. Denizden 1957 m yükseklikte bulunan ve 120 km2 ile Van gölünden sonra Doğu Anadolu'nun en büyük ikinci gölü olan Çıldır Gölünün suları tatlıdır. En derin yeri 22 m’yi bulur. Çevresinde bir çok yaban kuşları barınan gölde civarındaki halka gelir getiren sazan ve alabalık bulunur. Gölün fazla suları Cara deresiyle Kars Çayına karışır.

Aygır Gölü : Kars-Göle yolu üzerinde 4 Km2 'lik alana sahip, küçük bir cav setti gölüdür. En derin yeri 30 m olan gölün suları tatlıdır. Susuz ilçesinin batısında yer alan bu göl, çevresinde eriyen kar suları ve dibindeki kaynaklarla beslenir. Bu göle kışın donan sularının ilkbaharda erimesi sırasında göl içerisindeki havanın geri tepmesi ile çıkan ve at kişnemesine benzer bir sesten dolayı Aygır gölü adı verilmiştir.

Deniz (Çengilli) Gölü : Aladağ’ın Kağızman ilçesine bakan yamaçlarında yer alır. Dipten beslenen ve suları tatlı olan göl içerisinde bol miktarda balık bulunur.

Turna Gölü : Kağızman’a bağlı Kötek bucağının Kuzeydoğusundaki volkanik alanda yer alan gölün alanı 2 km2'den biraz fazladır. Kabaca daire biçiminde olan göl, çevresini saran tepelere doğru bir takım girintiler yapar. Kıyıları çimenlerle kaplı olan Turna Gölü bu tepelerden inen kar suları ve dibinden kaynayan pınarlarla beslenir. Orta kesimlerine doğru oldukça derinleşen ve suları tatlı olan gölde balık yoktur.

Arpaçay : Aras Irmağının önemli kolu olan Arpaçay, İl’in doğusunda Ermenistan'la sınır çizer. Akarsuyun en önemli kolları Karahan ve Kars Çaylarıdır. Çıldır gölünden çıkan Telek Suyu da Arpaçaya katılır.

Kars Çayı : Sarıkamış yakınlarındaki dağlardan kaynaklanan 93 km uzunluğundaki akarsu, ince bir çay halinde ilçenin önlerinden doğuya doğru akar. Kuzeye döndüğü yerde Yolgeçmez denilen oldukça derin bir boğaza girer. Akarsu daha sonra Kars Ovasındaki geniş ve derin düzlüklere açılır. Ova boyunca onun eksenine uygun olarak uzanan çay artık Kars Çayı adını alır. Akarsu Kars’ın doğusunda derin boğazlara girer. Bunlar Kars Boğazı, Keçebörk ve Şahnalar Boğazlarıdır. Kars Çayı Şöregel düzlüğünde Ermenistan sınırından gelen ve kendisinden daha küçük olan Arpaçay’a karışır.

İçmeler ve Kaplıcalar



Kars ili şifalı sular bakımından zengindir. Ancak ildeki bu değerlerden yeteri kadar yararlanılmamaktadır. Kars’taki şifalı suların çoğunda tesis bulunmamaktadır. Bu kaynaklar arasında Kağızman'daki Kötek kaplıcaları, Aktaş ve Kızıltaş kaplıcaları ve Akyaka kaplıcaları önde gelmektedir.

Sarıkamış'taki Karaurganlı İçmesi, konaklama yerleri ve içmeleri bulunan şifalı bir kaynaktır. Made suyu özellikle mide rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Susuz’daki çermik ise romaztizmal hastalıklara iyi gelmektedir. Akyaka kaplıcaları ise bakımsızlıktan dolayı kullanılamamaktadır.





Kars Doğu Anadolu Bölgesinin en soğuk bölgesinde yer alır. İlde 'Doğu Anadolu yüksek yayla iklimi' görülür. Kars’ta kışları uzun ve sert, yazları ılımlı hatta serince geçen bir iklim vardır. Burası Türkiye’de soğukların en bariz olduğu ve uzun sürdüğü yerlerdendir. Bu durumun temel nedenleri; yüksek dağ sıralarıyla denizlerin ılımanlaştırıcı etkisinden ayrılması, yüksekliğin fazla olması, Kış mevsiminde Büyük Asya Kara Kütlesi üzerinde yerleşen soğuk ve ağır hava kütlesi (Sibirya yüksek basınç merkezi) nin buraya kadar sokulmasıdır.



Bütün bu faktörler Kars ikliminin temel karakterini belirler . Kars yöresi iklimi üzerinde etkili olan başlıca iklim elemanları; sıcaklık, basınç ve rüzgar, nem ve yağıştır.